KORKUNÇ YAZGIMIZ: KÜRESEL ISINMA...

Sizce etkileyici Türkçe derslerinin en belirgin özelliği nedir?

24 Şubat 2008 Pazar

ÖDÜLLÜ YARIŞMA - Öykü Tamamlama

Sevgili öğrenciler,

aşağıdaki giriş paragrafından yola çıkan, "olay-kişi-yer-zaman" ögeleri ile tamamlanmış, verdiğimiz girişe uygun, Türkçe'nin kurallarına uygun ve ilgi çekici bir öykü yaratın, öykünüzü 7 Mart 2008-Cuma (saat 18:00) 'e kadar denizceedebiyat@gmail.com adresine elektronik ileti ile gönderin, "adınıza imzalı" sürpriz kitabın sahibi olun.
Ayrıca, öykünüz bu blogda dönem sonuna kadar yayınlansın; Yaratıcılığınızı kanıtlayın !!!

Öykünüzün tamamını (giriş paragrafına da yer vererek) göndereceğiniz iletinin sonuna "adınızı-soyadınızı-yaşınızı-okulunuzu-sınıfınızı" ve ödül kitabı size göndereceğimiz adres bilgilerini eksiksiz olarak eklemeyi sakın unutmayın!

DEĞERLENDİRME:
*Blog editörü, gönderilen öykülerden en başarılı üç çalışmayı belirleyip 11 Mart 2008 günü http://denizceedebiyat.blogspot.com 'da yayınlayacak.
*10-21 Mart tarihlerinde Denizceedebiyat'ı ziyaret eden okurlar, anket kutucuğunu kullanarak oylama yapacaklar ve böylece giriş paragrafımızı en ilgi çekici öyküye dönüştüren genç yazar belirlenmiş olacak...
*Okurlarımız oylama süresince finale kalan üç öyküden hangisinin kaç oy aldığını izleyebilecekler.
*Oylama, 21 Mart 2008-Cuma günü saat 19:30'da sona erecek ve sonuç 22 Mart 2008-Cumartesi günü Denizceedebiyat'ta duyurulacak.
*Ödül kitap, 28 Mart 2008-Cuma günü sahibini bulacak...

Tamamladığınız öyküye bir de ad yaratmayı sakın unutmayın!
Açıklamalar bu kadar; Şimdi sarılın klavyeye, can verin aşağıdaki öykü girişine...

.........................

Küçük çocuk, odasının penceresinden uzun uzun sokağı izledi. Önce taksi durduran yaşlı adamı, sonra okullarına giden renk renk üniformalar giymiş öğrencileri, daha sonra elinde bir buket çiçekle koşturan kızı, soğan satan kamyoneti, dükkanının kepenklerini gürültüyle açan ayakkabı tamircisini gördü... Ellerini ayaklarına götürdü; Yüzünü tuhaf bir hüzün kapladı... "Düşlediğim dünya bu kadarcık mı? Daha ötesi yok mu?.." diye geçirdi içinden. Saate baktı, dokuz buçuk olmuştu...

(...)

23 Şubat 2008 Cumartesi

ŞİİR SEPETİ (İkinci alıntı)

Bölüşülen yalnızlıkla


Yalnızken
durup düşününce,
bulutlara ve tüllere sargılanarak
içime sızan bir sarmaşığa dönüşüyor olağan güzellikler.

Rüzgar,
gizli, ürkek yaprağın diliyle fısıldadıkça
sanki uçsuz bucaksız düş bahçelerine dalıyor ırgat kızlar.

Rüyalar,
karnavalların kayıp nesneleri
gibi kamıştan örülmüş zaman sepetlerinde, meyveler…

Yalnızdım…
Durup düşündüm, mutlu oldum,
her gün avuçlarınızdan kayan güzellikleri koydum sepetime.

Savaşkan İ.

DERS NOTLARI "-ler-lar" Ekinin Görevleri

ÇOĞUL EKİNİN (-LER,-LAR) GÖREVLERİ VE EKLENDİĞİ SÖZCÜKLERE KATTIĞI ANLAMLAR:

-ler,-lar eki eklendiği sözcüğe her zaman çoğul anlamı katmaz; farklı anlam ilgileri de katabilir.

* Birazdan Zeynepler gelir.(Belirli bir aileyi belirtiyor)
* Bu cami Karahanlılar döneminde kalma.(Sülale,soy anlamı katmış)
* Müdür Beyler henüz gelmediler.(Saygı)
* Hanımefendiler daha uyanmadılar. (Alay,küçümseme, sitem anlamı katmış)
* On yaşlarında bir çocuktu.(Yaklaşık anlamı katmış)
* Hasta ateşler içinde kıvranıyordu.(Abartma)
* Anadalu’da Yunus’lar bitmez.(Özel ada benzerleri anlamı katmış)
* Akşamları televizyon seyrederim.(Belgisiz sıfat yerine geçerek “her” anlamı katmış)

Deniz İlmak
Türkçe Öğretmeni

DERS NOTLARI - Yapı Bakımından İsimler

YAPI BAKIMINDAN İSİMLER

1) Basit İsimler: Hiçbir yapım eki almamış isimlerdir.
*Araba, insanlar, evimiz, yoldan, tahtayı, çanta, kuşlarım,…

2) Türemiş İsimler: İsim ya da fiil kök ve gövdelerinden yapım ekiyle türeyen isimlerdir.
*Yolcu, meslektaş, silgi, ölüm,…

3) Birleşik İsimler: İki ismin aralarına başka bir kelime girmeyecek şekilde birleşip kalıplaşmasıyla oluşan isimlerdir.
*Anayurt, Çanakkale, açıkgöz, boşboğaz, aslanağzı, gecekondu, ateşkes, biçerdöver, bakarkör, giderayak,…

Deniz İlmak
Türkçe Öğretmeni

DERS NOTLARI - Ad Tamlamaları

AD TAMALAMALARI

İki ögesi de isimden oluşan sözcük öbeklerine ad tamlaması diyoruz. Birinci öge tamlayan, ikinci öge de tamlanandır.

“Avlunun ortasında bir havuz bulunur.”
tamlayan tamlanan

Her iki ögesi de ek alan ve bir varlığı tam olarak belirten ad tamlamalarına belirtili ad tamlaması denir.

Tamlaya ilgi eklerini: -ın, -in, -un, -ün/ -nın, -nin, -nun, -nün, -im

Tamlanan ise iyelik eklerini : -ı, -i, -u, -ü / -sı, -si, -su, -sü alır.

“Gökyüzünün rengi maviye boyanmış.”

“Evin penceresi güneye bakıyor.”

“Bebelerin saçları rüzgarda uçuşuyor.”

Belirtili ad tamlamaları iyelik bildirir. Yani, tamlananın anlattığı varlığın kime, neye ait olduğunu gösterir. Başka bir deyişle tamlayan tamlananın sahibi durumundadır.

Örneğin; Ayşe’nin kızı (Kız,Ayşe’ye aittir.), okulun kitaplığı (Kitaplık, okula aittir.)

“Bir köşede nar ağacı yer alır.”

“…çakıl taşı alarak Küçük serçe kuşuna fırlattım.”

Çakıl taşı, nar ağacı gibi tamlayanı ek almayan, tamlananı –i eki alan tamlamalara belirtisiz ad tamlaması denir.

Belirtisiz isim tamlamaları, tür, uğraş, yer , görev, kuruluş vb. adı olur.

Örnek:
Gül fidanı (tür adı), Tütün işçisi (uğraş adı), Kahve köşesi (yer adı), Namık Kemal Lisesi (kuruluş adı)

“Urfa evleri taş duvar ile çevrilidir.”

“Toprak tencerede yemek çok lezzetli olur.”

“Altın küpe buldum.”

Hem tamlayanı, hem de tamlananı ek almayan ad tamlamalarına takısız ad tamlaması denir.

Takısız ad tamlamaları, tamlanan varlığın neden yapıldığını ya da neye benzediğini bildirir.


Örnek:
Demir kapı (kapının demirden yapıldığını bildiriyor.)

Aslan çocuk (çocuk aslana benzetiliyor.)

“Nar ağacının dibi…”

“Bahçe duvarının taşları…”

Tamlayan ve tamlanan her iki ögenin kendi içinde tamlama kurduğu böyle tamlamalara zincirleme ad tamlaması denir. Zincirleme ad tamlaması en az üç adla kurulur.

“Eski Urfa evleri, çocuğun düş gücünü uyandıran bir yeryüzü cennetidir.”


Deniz İlmak
Türkçe Öğretmeni

ÇALIŞMA KAĞIDI 1 (6.SINIFLAR)

6. SINIF ÇALIŞMA KAĞIDI-1

Aşağıdaki boşluklara önce tamlama eklerini, sonra da gerekli hâl eklerini
getiriniz.
1- Yalancı Çoban......... sözler........... artık hiç kimse inanmıyormuş.
2- O.......... resim.............. bana ver.
3- Oda........... pencere.......... dışarıya bakıyorum.
4- Ayten, seni okul.......kapı............ bekliyorum.
5- Kitaplarını Ayşe............. dolap.............. koyabilirsin.
6- Çocuklar okul........... bahçe............. oynuyorlar.
7- Bu soru............. cevap............ bilmiyorum.
8- Öğretmen.......... soru.......... anlamadım.
9- Misafirler siz.......... oda.............. kalacaklar.
10- Sen............ gözlük.............. yatağın altında buldum.
11- Yazar..... ilk roman.......... hiç beğenmemiştim.
12- Ben........ kalp........... kırdın.
13- Soruya yanlış cevap verdiğimizi öğretmen........ bakışlar......... anladık.
14- Ödevler........ hep.......... yapamadın mı?
15- Derse geç kalan öğrenci, sınıf......... kapı.......... üç kez vurdu.

Aşağıdaki boşluklara tamlama ekleri yazarak belirtili isim tamlamaları yapınız.

1- Ahmet Bey...... oğul......... bizim sınıfta.
2- Onlar..... sokak..... o kadar güzel ki...
3- Dost...... söz..... de gülü de bazen insanı kırar.
4- Eylül..... dört..... okulların açılma günü.
5- Kış.... orta.... geldi işte.
6- “Su....... renk...... var mıdır?” diye sordu öğretmenimiz.
7- Yazar...... kitap.... beklenen ilgiyi gördü.
8- Zonguldak....... kömür........... halk arasında “kara elmas” diye anılır.
9- Anneler....... sabır....... biz çocukları şaşırtacak kadar çoktur.
10- Seksen beşindeki yazar, anılarında “Yaşlılık....... tat..... bir başka.” diyor.

Deniz İlmak
Türkçe Öğretmeni

21 Şubat 2008 Perşembe

ŞİİR SEPETİ (İkinci alıntı / Çanakkale şehitlerine ithaf)

Yanmış kağıttan gemiler


“Amasya’dan, Erzurum’dan, Sivas’tan geldiler
Birkaç yıl sonrasına muştu götürdüler
Üstüne destan karalanmış kağıttan gemiydiler
Yangın yerindeydiler
Onlar
Yazgının mağlubu
Cengin galbiydiler


Bir gemi yapsam kağıttan, tutuştursam ucunu
Bıraksam Samsun’dan denize
Varır mı Çanakkale’ye?

Bir gemi yapsam kağıttan, mektuplar karalasam üstüne
Anamur’un Sarıkaya’sında versem dalgalara
Tutuştursam ucunu bir de
Esirger mi Akdeniz, Ege?
Ulaşır mı mektubum
Arıburnu’na?

Oy, Çanakkale yangın yeri!
Nice gemiler demirden zırh giyip geldiler,
Nice ordular sırt sırta verdiler…
Garip ceylana saldıran sırtlan gibiydiler…

Vay, Çanakkale destan yeri!
Urfa’dan, Erzurum’dan, Sivas’tan geldiler.
Başka kıtalardan, Hicaz’dan geldiler..
Duydular,
Batmaz gemiler çullanmış boğaza
Ölümden kormadılar, geldiler…

Hey, Çanakkale şefkat yeri!
Kurşun sıktılar düşman siperine,
Kan kustular, kan kusturdular
Öldüler, öldürdüler…
Ama ekmek verdiler, suyu bölüştüler
“Burada karışırız ya toprağa
Gayri kardeşimsin!” dediler…

Gemiler yapmıştık kağıttan
Her biri bir civan, her biri bir destan
Verdik dalgalara Foça’dan, Hopa’dan
Erdi her biri boğaza, hüzün yüküyle
Yanmadan, kül olmadan…

Çanakkale yangın yeri, oy!
Çanakkale zafer yeri, hey!
Gece yıldız yağmuru gibi tutuşmuş kağıt gemiler
Nice ruhlar sonsuza eriştiler…

Doktorlar, subaylar, öğretmenler… Askerler…
Yaşlılar, gençler, yeni yetmeler… Askerler…
Hepsi erkekçe döğüştüler, öldüler…

Gün batıp kağıttan gemiler tutuşunca
Siperde nefes, ağıtta ses buluşunca
Onlar şefkatliydiler…

Yazgı böyle emretmiş ya, düşmandılar
Askerdiler…

Ah, nice kahramandılar, nice yiğittiler…
Bir vaktinde zamanın
Adı sanı bilinmez olsun, dert mi,
Yandılar kağıttan gemiler gibi
Yürüdüler…
Gittiler…


Savaşkan İ.