KORKUNÇ YAZGIMIZ: KÜRESEL ISINMA...

Sizce etkileyici Türkçe derslerinin en belirgin özelliği nedir?

30 Ocak 2009 Cuma

* YAŞARKEN BİLMEMİZ GEREKENLER...


YAŞAM İÇİN ÖNERİLER
Bu çalışmadaki esin kaynağım ve
öğretmen dostum Sevgili Şükriye Emre'ye
teşekkürlerimle ve tükenmez sevgiyle...

* İnsanlara beklediklerinden daha çok şey vermeye çalış ve bunu zevk alarak yap.

* En sevdiğin şiiri ezberle.

* Dinlediğin her şeye inanma, sahip olduğun her şeyi harcama ve fazla uyuma.

* 'Seni seviyorum' dediğinde, içtenlikle söyle; bu sözü gerekmedikçe kullanma…

* Üzgünüm dediğinde, karşındakinin gözlerinin içine bak.

* İlk bakışta aşka inan.

* Başkalarının düşleriyle asla alay etme.

* Tutkuyla ve derinden sev. Sonradan yara alabilirsin belki, ama hayatı bütünlük içinde yaşamanın tek yolu budur.

* Anlaşmazlık durumlarında, dürüst ol.

* Kimseyi kırma, hakaret etme.

* İnsanları akrabalarına göre yargılama.

* Yavaş konuş, ama hızlı düşün.

* Biri sana, yanıt vermek istemediğin bir soru yöneltirse, gülümse
ve en büyük aşkın ve en büyük başarıların daha büyük riskleri olduğunu hatırla.

* Anneni ara.

* Kaybettiğinde, ders al.

* 3 'S'yi unutma: Kendine Saygı; başkalarına Saygı; her şeyde Sorumluluk…

* Küçük bir anlaşmazlığın büyük bir arkadaşlığı bozmasına izin verme.

* Hata yaptığını fark ettiğinde, onu hemen düzelt.

* Telefona cevap verirken gülümse. Seni arayan kişi bunu sesinden anlayacaktır.

* Konuşmaktan, sohbetten hoşlanan bir kadın/erkekle evlen. Yaşlandığınızda, konuşma yeteneğiniz her şeyden daha önemli olacak.

* Arada bir yalnız kal.

* Değişikliklere kucak aç, ama değerlerini yitirme.

* Suskunluğun, bazen, en iyi yanıt olduğunu unutma.

* Daha çok kitap oku, daha az televizyon seyret.

* İyi ve saygın bir hayat sür. İleride, yaşlandığında ve geçmişi
hatırladığında, bir kez daha nasıl zevk aldığını göreceksin.

* Evde sevgi dolu bir atmosfer önemlidir. Huzurlu ve uyumlu bir ortam yaratmak için elinden geleni yap.

* Sevdiklerinle anlaşmazlığa düştüğünde, o anki duruma önem ver.

* Geçmişte çok yaşama.

* Satırlar kadar satır aralarını da oku.

* Bildiklerini paylaş. Ölümsüzlüğü elde etmenin bir yoludur bu...

* Gezegenimize karşı nazik ol.

* Sana sevgi gösterisinde bulunan birini engelleme.

* Yılda bir kez hiç gitmediğin bir yere git.

* Çok para kazanıyorsan eğer, hayattayken, başkalarına yardım et. Bu, Şansın sana verebileceği en büyük tatmindir. Unutma, istediklerini elde edememek, bazen büyük bir şanstır.

* İki insan arasındaki aşkın birbirine duydukları gereksinimden daha büyük olduğu ilişkinin, en iyi ilişki olduğunu unutma.

* Başarını, onu elde etmek için vazgeçmek zorunda kaldığın şeylerle bağlantılı olarak değerlendir. Gerçek başarı da gerçek mutluluk da bir tür “gelir-gider dengesi” içerir; bunu unutma!

* Ve buraya kadar söylenenler kafanı karıştırdıysa eğer hepsini bir yana it ve şu üç şiiri baştan sona oku:


(1)
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
Ataol Behramoğlu

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği.

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın

Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın.

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı.

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana…


(2)
YAŞAMAYA DAİR
Nazım Hikmet Ran


Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki
yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
(…)
1947


(3)
BİLMELİSİN Kİ
Can Yücel

Bilmelisin ki...

Duvarda asılı diplomalar insani insan yapmaya yetmez.

Bilmelisin ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.

Bilmelisin ki...
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında
çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.


Bilmelisin ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!

Bilmelisin ki...
Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.


Bilmelisin ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.

Aile her zaman biyolojik değil.

Bilmelisin ki... Ne kadar yakın olursa olsunlar
en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.


Bilmelisin ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.


Bilmelisin ki... Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.


Bilmelisin ki... Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz...


Bilmelisin ki... İki kişi münakaşa ediyorsa,
bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de

sevdikleri anlamına gelmez.

Bilmelisin ki... Her problem kendi içinde bir firsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.


Bilmelisin ki...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.

...

3 Ocak 2009 Cumartesi

* ÇAĞDAŞ BİR FABL


2009’A BİR FABL DENEMESİ

Yüzyıllar içinde bir yüzyıl,
Gezegenler içinde bir gezegen,
Dünyalar içinde bir dünya;

Sevinçler içinde sevi,
Hüzünler içinde bir yıl değişimi…

Nepalli bulut kıyıya inince sormuş Hint Okyanusu’na:
- Köpük köpüksün, dalga dalga; neden?
Uzun düşünmeden yanıtlamış büyük bilge su:
- Dünyalıyım, yetmez mi?

Uzakta bir kırlangıç konmuş tarlaya,
Gagasında buğday tanesi.
Kuru toprak sormuş kırlangıca:
- Nedir bu telaş, niye pır pır yüreğin?
Uzun düşünmeden yanıtlamış küçük kara kanat:
- Dünyalıyım, yetmez mi?

Kutup tilkisi,
Balıkçı eskimoyu takip ederken gizli gizli
Yakalanıvermiş demir kapana.
Kar tanesi sormuş ona:
- Neydi gailen, seni tuzağa çeken?
Uzun düşünmeden yanıtlamış ürkek beyaz kuyruk:
- Dünyalıyım, yetmez mi?

Büyük bilge su, küçük kara kanat, ürkek beyaz kuyruk,
Okyanus, kırlangıç, tilki,
Ben, sen, o,
Biz, siz, hunhar…
Her birimiz acımasız, her birimiz dünyalı…

2009’a dalarken balıklama
Ya da o kısa yürüyüşe yalınayak
Çıktığımız yerde
Gözümüz aydın olsun!

Varsın hızlı geçsin zaman, bitsin ömür
İşte mutlu olmak için bir gerekçe:
Hala dünyadayız, yetmez mi?

Savaşkan İlmak
edebiyatgezegeni
’nden

.